Hz. Süleyman ve Sebe Kraliçesi Belkıs

Şüphesiz peygamberler, hayatın içinde karşılaşılan sorunlarla nasıl başedebileceğimizi bize gösteren örnek şahsiyetlerdir. Peygamberler, bir öğretmen, bir baba ve lider olarak nasıl davranılacağını yeri geldikçe insanlara örnekleri ile göstermişlerdir.

Süleyman peygamberi, diğer peygamberlerden farklı kılan bir husus da cinleri savaş, şehir imarı ile yeraltı ve okyanuslardaki hazinelerin çıkarılmasında kullanmasıdır. Cinlerle çok disiplinli bir bağ kurarak, insan gücünün üstünde olan birçok saray, han ve imar faaliyetlerini onlardan aldığı güçle tamamlamıştır. Böylelikle cinlerle kurulacak temasın, belli disiplin ve prensipler çerçevesinde tutulması gerektiğini de göstermiştir. Cinlerin, saray içinde kalkıştıkları sinsi ihtilal planlarını alt ederek devletleri içerden çökertmeyi prensip olarak kabul eden tapınak ajanlarına karşı uyanık olmanın hayatiyetini de dikkat çekmiştir. Sihir, büyü ve cin üçgeninde başarılı bir denge kurarak, bunların yararlı işlerde kullanılması hususunda örneklik etmiştir. Harut ve Marut'un imtihan için insanlara öğrettiği sihir usullerinin, insanları imtihan hikmetine mebni olduğunu göstermiştir.

Hz. Süleyman'ın, Musa'ya indirilen on emirin yazılı olduğu altın levhalar, peygamber suretlerinin işlendiği resimler, büyü ve sihir üsullerinin yazılı olduğu kitabın da içinde bulunduğu kutsal taputu, İlya mabedinin temellerinin altına gömdüğü rivayeti de öteden beri insanların dikkatini çekmiştir.

Hz.Süleyman, hem melik hem peygamberdir. Belkıs'ın beş bin kilometreyi geçen uzaklıkta Sana'daki sarayında bulunan somaltından yapılmış tahtın, emrindeki bir ilim sahibiyle göz açıp kapamadan daha kısa bir zamanda Kudüs'e getirtmesi de üzerinde uzun uzun durulması gereken önemli hususlardan birisidir.