Medya Ekonomisine Bakış

Günümüzde küresel ve ulusal düzeyde medya devlerinin ortaya çıkması, büyük ölçüde medya sektörünün kendine has yapısından kaynaklanmaktadır. Medyanın yapısal bir özelliği olan hız ve zaman baskısının sektör üzerindeki dayanılmaz baskısı, işgücü hatalarından kurtulmak için teknolojiye daha fazla yatırım yapılmasına yol açarken; büyük ölçekli medya işletmeleri, teknolojik donanım ve lüks plazalara ayırdıkları devasa bütçelerle pahalı ve kompleks işletmelere dönüşmektedir. Böylece yüksek başlangıç maliyetleri aşılması
gereken ölçek engelini yükselttiğinden, medyanın rekabet yapısını önemli ölçüde belirlemektedir. 
Teknolojik değişimlerle birlikte geleneksel olarak ayrılan yazılı, görsel ve işitsel mecraların yeni medyayla birlikte aynı platformda bir araya gelmesiyle birlikte geleneksel mecralar arasındaki sınırlar daha da belirsiz hale gelmektedir. Bu gelişmeler, medya işletmelerinin organizasyon yapısını değiştirmekte ve medya çalışanlarının sahip olması gereken becerileri etkilemektedir. Medya sektörünün dual bir yapıda olması, hız ve zaman baskısına karşı duyarlı olması, dayanıksız ürün özelliği, ölçek ve kapsam ekonomisi gibi yapısal özellikler medya sektörünün eksik bir piyasa yapısı içinde faaliyet göstermesine yol açmaktadır. 
Sanayi Devrimi sonrası artan okuryazarlık, ekonomik büyümenin büyüttüğü reklam/ilan geliri ve farklı alanlardaki yayılmayla ortaya çıkan yoğunlaşma süreciyle birlikte medya sektörü yıllar içinde devasa bir sektör haline gelmiştir. Günümüzde AOL TW, Disney, Viacom, Vivendi ve News Corporation gibi küresel medya devleri, ekonomik büyüklük, konsolidasyon ve rekabet stratejileriyle küresel güç haline gelmekte ve aynı zamanda dünya gündemini
belirlemektedirler. 
Günümüzde küresel ve ulusal ölçekte mülkiyet yoğunlaşmasının görüldüğü medya sektörü yatırım yapmanın cesaret istediği riskli bir ekonomik, teknik ve siyasal alana dönüşürken; önümüzdeki dönemde birleşme ve satın alma
faaliyetlerinin daha da yoğunlaşacağı bir döneme girilmektedir.