Özgürlüğün Bedeli Var! | Paygamberin Mekke Dönemi
“Biz insana iki yol gösterdik. Ne var ki o, sarp yokuşu aşmayı denemedi. Sarp yokuşun ne olduğunu bilir misin? O, köle haline getirilmiş birini özgürlüğüne kavuşturmak, açlık ve kıtlık gününde yakını olan bir yetimi veya yersiz yurtsuz toz toprak içinde kalmış olanı doyurmaktır, ona el uzatmaktır. Bundan sonra iman edip birbirlerine sabrı, sevgiyi ve merhameti tavsiye etmektir.”*
Allah! Beled süresinde insana yol olarak doğru ile yanlışı
gösterdiğini, ayrıca onu zorluk ve sıkıntılara dayanıklı olarak yarattığını
söylemesine rağmen, insanların çoğunun zor olanı tercih etmediği açıktır. Akabe;
“Sarp yokuş” anlamında, insanın sorumluluğunun uç noktası olarak
sınırların zorlanmasını ifade eder. Buna göre, imkânı olan bir insanın
özgürlüğünü kaybetmiş olan başka bir insana iman telkin etmeden önce onun
boynunun kurtarılmasını, karnının doyurulmasını, sonra yetime ve yoksula el
uzatılmasını öğütler. Geleneğimizde bu durum; “Mazluma; ırkı, dini, mezhebi
sorulmaz” şeklinde özetlenir. İman konusu bunlardan sonra devreye girer. İman;
her daim doğru olmayı, doğruları söylemeyi ve doğru insanlarla beraber olmayı
gerektirir. Kimseden çekinmeden doğruları savunmanın elbette bir bedeli olur.
Bunun en basit belirtisi, dışlanmak ve fakirleşmektir. Ardından tehdit,
pazarlık, sürgün, en sonunda bu bedeli canıyla ödemektir. Din ve peygamber
insanı putların esaretinden kurtarıp özgürleştirmek için gelmiştir. Allah-İnsan
ilişkisi efendi-köle şeklinde değil, iki dost ilişkisidir. Burada çıkarı olan
Allah değil sadece insandır. Allah’ın kimsenin ibadetine ihtiyacı yoktur.
Kitap Özellikleri | |
Basım Tarihi | 2024 |
Sayfa | 343 |
Dil | Türkçe |
Ölçü | 16.5 x 24 cm |
Kağıt | 2. Hamur |